2.gün sabah kahvaltıdan sonra İspanya'nın eski başkenti olan ''Toledo''ya gittik. İspanya’nın eski başkenti Toledo, Unesco Dünya Mirası listesinin en önemli
kentlerinden biri imiş. Ülkenin en heybetli katedrali, dünyaca ünlü ressamların
eserlerine ev sahipliği yaparak dünyanın sayılı müzeleriyle yarışır hale
gelmiş. El Greco’nun kenti olarak bilinen Toledo, 16. yy’dan günümüze
değişmeden gelmeyi başarmış. Roma, Vizigot, Arap, Gotik, Rönesans mimarisinin
izlerini taşıyan yapılar, dar sokaklar, El Greco’nun tabloları, tipik
pastaneler, Damascino mağazaları ve tabii ki ünlü katedrali ile turistik bir hac
yeri haline gelmiş.
*'Pasaklı Isabel'. Hayatı boyunca sadece 2 kere yıkanmış. İspanyollar eskiden yıkanmanın günah olduğuna inanırlarmış.
*Toledo'da, kakma yöntemi ile yapılan majorica takılarının yapıldığı bir takı atölyesine gittik. Kakma ustasını çalışırken izledik.
*Daha sonra Toledo'dan Madrid şehir merkezine geri dönüş yaptık.
*Şehrin '0' noktası dedikleri yer.
*Ve Mayor Meydanı'ndayız. Yüzü boyalı sokak sanatçısı hazırlığını yapıyor.
*Meydanı gezerken arkamdan yaklaşan çizmeli kediyi fark edemedim. Yanıma gelip selam verdikten sonra beraber fotoğraf çektirdik.
*Çok eğlenceli bir maskottu. Bana kılıcını verdi. O an da böyle yansımış fotoğrafa :)
*Bu kadar gezmeye acıktık haliyli. Otele dönmeden yemek yemek için birkaç yere baktık. Fakat hiçbiri içimize sinmediğinden markete gidip alışveriş yapmayı tercih ettik. Sonrası malum, otelde birimizin odasında buluşup kurduk soframızı, bir yandan yorgunluğumuzu atarken bir yandan da sohbet ede ede afiyetle yedik :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder