9 Eylül 2012 Pazar

Going To The Lonia Islands: The First Stop Is RHODES

Nerede kalmıştık ? Heh! Yunan Adaları!... 

Biliyorum biliyorum, postların arasını biraz açıyorum farkındayım. Biraz tembellikten oluyor bu sanırım. Blogla ya hiç uğraşmıyorum, ya da bir başladım mı başımı kaldıramıyorum. Laf olsun diye de post yapmaya gönüllü değilim açıkçası. Kısacası, yayınlanmayı bekleyen üç adet post hazırladım. Bunlardan birincisine bakmaktasınız şuanda :) 
Sadece üç adetle kalmayacak tabii ki postlar. Perşembeye kadar Yunan Adaları görselleriyle dolu postlarla blogta olacağım.

Malumunuz 13 Eylül perşembe akşamı dünyanın en büyük alışveriş ve moda partilerinden biri olan Fashion's Night Out etkinliği var. İstanbul'da Nişantaşı & İstinye Park & Bağdat Caddesi'nde gerçekleşecek olan Vogue FNO'da, ben Nişantaşı'nda olacağım. Açıkçası bu sene daha bir heyecanlıyım. Herkesin birbirinden şık ve tarz sahibi olarak katıldığı gecede, ben kendim için, o geceye en uygun kıyafeti seçme hazırlığına giriştim bile. Anlayacağınız sabırsızlıkla perşembe akşamını bekliyorum :)

Şimdi gelelim asıl mevzuya. Sevgili ailem ile birlikte 21 ağustos günü İzmir'e gittik. Akşam Alsancak Liman Restaurant'ta ailecek yemek yedikten sonra o gece kalacağımız otele döndük. 



Ertesi sabah fotoğrafta da görmüş olduğunuz Ocean Majesty yolcusu olmak için limana gidip, pasaport kontrollerini yaptırıp, valizlerimizi teslim ettikten sonra, geziye birlikte katılacağımız arkadaşlarımızla buluşmaya gittik. 
Limana yakın bir cafede oturup, gemiye yolcu alım saatini beklemeye başladık. 

Saatler sonra nihayet bizi gemiye aldılar. 
Binbir kontrol, telaş derken ben, kardeşim, kardeşimin arkadaşı ve onun kuzeniyle birlikte kalacağımız J36 numaralı kamaranın anahtarlarını teslim aldık. 
Odaya yerleştikten sonra, gemide ufak bir keşfe çıktık hep birlikte. 

Restaurant, bar, disco, teras, sinema salonu, havuz katı, ortak toplanma salonu, ortak tuvaletler, resepsiyon kısacası ne nerede hepsini öğrendik kısa bir turdan sonra. O gece sakin bir yemekten sonra birşeyler içip odaya döndük. 
İlk günün yorgunluğuyla uyku moduna geçtik hemen. Biraz sohbet ettikten sonra J36 'da herkes uykuya dalmıştı :)


Gözümüzü açtığımızda, 12 Yunan Adası'nın 4.büyük adası olan Rhodes (Rodos) Adası'na yanaşmakta olduğumuzu gördük. İzmir limanından kalkıp, 14 saatlik bir yolculuğun ardından Rodos'a varmıştık.


Gemi limana yanaştı. Yolcular oda kartlarını kontrol cihazlarına okutarak tek tek çıkış yaptılar. Bu kontrol cihazlarına kart okutma zorunluluğu, yolcu çıkış ve girişlerini denetlemek, herhangi bir sorun yaşanmaması adına yapılmış ve uygulanan bir sistem olmuş bu cruise gemilerinde. 

Kontrolden sonra biz de ayrıldık gemiden. Tur için gelen özel otobüslerden birine bindik hepbirlikte. 
İlk durağımız Dünya'nın 7 harikasından biri olan Rodos Heykeli'nin olduğu liman girişiydi. Yapılışından yok oluşuna kadar 56 yıl geçmesine rağmen Rodos Heykeli, Dünya'nın 7 harikasından biri olmayı başarmış. Bunun en büyük sebebi Rodoslular için beraberliğin simgesi olması imiş. 

İnanışa göre limandan çıkan teknelerin Rodos Heykeli'nin altından geçişleri teknelere uğurlu gelirmiş. Onları tüm olumsuzluklara karşı kutsayıp koruduğuna inanırlarmış. Ancak heykel M.Ö 226 yılında bir deprem sonucu dizlerinden kırılıp yıkılmış. Restorasyonu için kimse bulunamamış ve heykel, 900 yıl boyunca harabe halinde kalmış. 654 yılında ise, Arapların Rodos'u istilası sonucunda heykelden kalanlar, Suriyeli bir Yahudiye satılmış. 


Rodos Heykeli yıkıldıktan ve kalıntıları yağmalandıktan sonra, ayaklarının bastığı liman girişindeki sütunların üzerine, M.Ö 300 yılında yapılmış ve bugün de var olan, soldaki erkek sağdaki dişi olan iki tane geyik heykeli yerleştirilmiş.


Daha sonra Azap Yolu'nun olduğu Filerimos tepesine çıktık.

Hz.İsa'nın çarmıha gerişilinin aşama aşama tavsirlerinin bulunduğu rölyeflerin sıralandığı 'Azap Yolu' denilen yerden geçerek yolun sonundaki haça geldik. Haçın yüksekliğini tam olarak hatırlamıyorum. Oldukça yüksekti. 
Dikey sütunun iç kısmına yangın merdiveni yapılmış. 
Yatay olan sütun da balkon görevi görüyor. Üzeri açık. Fotoğrafta da birkaç kafa görülüyor zaten haçın yatay sütununda.



Saniyelik bir çekim. Haçtan inerken merdivenin duvarla bitişik olması ne kadar dar olduğunun bir göstergesi. Aynı zamanda inenlerin çıkanlara, çıkanların da inenlere yol verme mecburiyetinin olduğu bir merdiven bu. Çıkmasak da olurmuş kısacası :) 


*Manzara güzeldi yine de :)


*Bu da haçtan çıktıktan sonra çektiğim, yürüdüğümüz azap yolunun fotoğrafı.


*Azap yolundan ilerlerken çok sık karşılaşabileceğiniz tavus kuşlarından biri.


Şovalyeler sokağından inerken hediyelik eşya satan dükkanlara rastladık. Magnet vb. hediyelik birkaç şey aldıktan sonra turu sonlandırdık. 
Tur sonrası, gemiye dönüşümüze kadar olan serbest zamanımızı da Rodos'un meşhur plajlarından biri olan Falaraki Plajı'nda geçirdik.


Eğlence adası olarak bilinen Mykonos ile postlara devam edeceğim, takipte kalın! :)

Stay follow-up! :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder